CİNSEL SEÇİLİM ÜZERİNE

Evrim, sadece doğal seçilim veya mutasyonların etkisiyle şekillenen bir süreç değildir. Evrimi etkileyen onlarca mekanizma vardır ve bu mekanizmaların birbirleriyle uyumlu işbirliği sonucunda doğanın bugünkü muazzam çeşitliliğini görebilmekteyiz. Bu yazıda evrimin seçilim mekanizmalarından biri olan cinsel seçilimi anlatmaya çalışacağım.

evrim mekanizmaları ile ilgili görsel sonucu

TEMEL BİYOLOJİK AMAÇLAR

Hayatımızı etkileyen birçok amaç vardır. Fakat bu amaçlardan sadece iki tanesi evrimsel süreçte canlılığımızı devam ettirebilmemizi sağlar: Hayatta kalmak ve üremek. Hayatta kalma mücadelesi ile ilgili olan seçilim Doğal Seçilimdir. Doğal seçilimde canlılar, birbirleriyle mücadele ederek ortama en uygun hale gelmeye çalışırlar, bunu başaramayanlar elenir, başarabilenler ise hayatta kalır. Hayatta kalmayı başaranlar, üreyerek kendilerini başarılı kılan genleri yavrularına aktarmak isterler. İşte bu üreme sürecinde etkili olan üreme mücadelesi Cinsel Seçilimdir. Cinsel seçilimde; eşeyli üreyen türler içerisindeki cinsiyetler, üremeyi gerçekleştirebilmek adına kendi cinsiyetlerinden bireylerle mücadele ederler veya bir şekilde karşı cinsiyeti kendisiyle üremeye ikna ederler.  Bu mücadele, başarısız olanın ölümüne değil,(genellikle) bireyin daha az yavru üretebilmesine veya hiç yavru üretememesine neden olur.

CİNSEL SEÇİLİM TİPLERİ

Yapılan çalışmalar iki temel cinsel seçilim türü olduğunu göstermektedir.

1)Cinsiyetler arası mücadele(Intersexual Selection):  Bu cinsel seçilim türünde aynı cinsiyetten olan bireyler arasında bir kavga gözlenmez. Daha çok karşı cinsiyeti etkileyebilmek için morfolojik yapılar ve davranışlar evrimleşir. Buna cinsel seçilimin belki de en meşhur örneği olan tavus kuşları verilebilir. Erkek tavus kuşlarının, dişileri etkileyebilmek için parlak ve büyük kuyrukları vardır. Dişi tavus kuşları her nesilde daha parlak renklere ve uzun kuyruğa sahip olan erkekleri seçmektedirler.

tavus kuşu evrim ağacı ile ilgili görsel sonucu

2)Cinsiyet içi mücadele(Intrasexual Selection): Bu türde ise karşı cins için verilen, sonucu ölümle dahi sonuçlanabilecek kavgalar görülür. Bu mücadelelerde boynuz, anten gibi uzuvlar canlıların silahları konumundadır. Daha güçlü boynuzlara, dişlere veya pençelere sahip olanlar, dişiler tarafından üremek için seçilirler. Kangurular, geyikler, denizaslanları ve daha nice tür bu mücadeleyi verirler.

https://evrimagaci.org/dosyalar/fotograflar/ozgun/62/4518_62_richmond-fighting_1737376i.jpg

NEDEN DİŞİLER SEÇİYOR?

Şimdiye kadar cinsel seçilimle ilgili açıkladığım terimlerde ve verdiğim örneklerde seçen tarafın dişiler, mücadele veren tarafın ise erkekler olduğunu belirttim. Peki, neden böyle bir düzen var? Erkekler hiç seçmiyor mu?

Erkeklerin de seçici olduğu türler elbette var fakat canlı türlerinin çoğunda üreme için seçici taraf dişilerdir. Bunun sebebi erkek ve dişi gametlerinin biçim ve üretim açısından farklı olmalarıdır. Erkek üreme hücresi olan sperm, çok sayıda üretilir ve yumurtaya göre boyutu oldukça küçüktür. Yumurta ise çok az sayıda üretilir ve üretimi oldukça güçtür. İşte bu asimetrik durum evrimsel süreçte enerji dengesini bozar. Dengenin yeniden kurulması için de üreme döneminde daha nadir üreme hücrelerini üreten taraf yani dişiler seçici ve daha az enerji harcayan konumunda olurlar.

DOĞAL SEÇİLİM VE CİNSEL SEÇİLİM İLİŞKİSİ

Devasa boynuzlar, parlak ve uzun kuyruklar cinsel seçilim için avantaj sağlayabilir. Öte yandan bu oluşumların büyük dezavantajları vardır: Avcılar tarafından kolayca fark edilmeleri ve kaçma sırasında canlıyı yavaşlatmaları. Yani doğal seçilim tarafından elenmesi gereken bir özellik nasıl cinsel seçilimle hayatta kalır? Darwin de 1860 yılında arkadaşına yazdığı bir mektupta bundan yakınmıştı: ”Ne zaman bir tavus kuşunun kuyruğundaki tüylere bakacak olsam, her seferinde midem bulanıyor.”

Fakat Darwin’in bu sıkıntısı uzun sürmedi ve kısa zamanda doğal seçilim ve cinsel seçilim arasındaki dengeyi kurdu. Dişi tavus kuşları parlak tüyleri daha çok seçmektedir evet, ama solgun ve küçük kuyruklu tavus kuşları da az da olsa seçilmektedir. Tür üzerinde avcı baskısı arttıkça solgun ve küçük tavus kuşları hayatta kalacaktır ve bu popülasyonda solgun ve küçük kuyruklu olanlar avantajlı konuma geçecektir. Ancak doğal seçilimin etkileri azaldığında, üremek daha önemli hale gelecektir ve tekrar popülasyonda parlak ve uzun kuyruğu olan tavus kuşları avantajlı konuma geçecektir.

Yani doğal seçilim ve cinsel seçilim mekanizmaları yaşam koşullarına göre sürekli denge halindedir. Eğer iki mekanizma da pozitif yönde ilerlerse, çok hızlı bir evrimsel değişim yaşanacaktır. Fakat bir özellik bu iki mekanizmayı karşı karşıya getirirse, ikisi arasındaki hassas denge bahsi geçen türün kaderini belirleyecektir.

İNSANDA CİNSEL SEÇİLİM VE TERCİH MEKANİZMASI

Cinsel seçilim diğer tüm eşeyli üreyen canlılar gibi Homo Sapiens türüne de etki eder. Türümüzde makyaj yapmak, kas geliştirmek gibi hareketler cinsel seçilim kapsamında değerlendirilebilir. Peki, durum sadece dış görünüşten mi ibaret? Elbette hayır. Aslında tüm bu fiziksel gösterişler bir canlının kendisinin ne kadar sağlıklı olduğunu gösterme çabasıdır. Biz her ne kadar farkına varmasak da bilinçaltımız genlerimizin bize kazandırdığı eğilimlerle hareket ediyor. En sağlıklı ve en doğru partneri bulmaya çalışırken, genlerimizi ebeveynlerimizden aldığımız için ebeveynlerimize benzeyen kişilere yönelebiliyoruz. Homo Sapiens türünde bu tercihler yapılırken genetik faktörler tercihlerimiz üzerinde kısıtlı bir etkiye sahip olsa da, ilkel canlılara gidildikçe yapılan tercihlerin genlerden çok daha fazla etkilendiği görülebilir.

Üreme mücadelesinin bir sonucu olarak ortaya çıkan cinsel seçilim, diğer evrim mekanizmaları ile etkileşerek evrimsel süreçleri oluşturur. Bir türün evrimi hiçbir zaman tek bir mekanizma ile değerlendirilemez. Amaçları sadece hayatta kalmak ve üremek olan canlıların hepsi bu evrim mekanizmaları sayesinde muhteşem bir çeşitliliğe erişirler. 

“…böylesine basit bir başlangıçtan en güzel, en olağanüstü biçimlerin evrimleşmiş ve evrimleşmekte olduğunu kavrayan bu yaşam görüşünde ihtişam vardır.”  -Charles Darwin

Charles Darwin kimdir?

Leave comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *.