FUKO VE İKTİDAR (GÜÇ)

Her şeyden önce Fuko’dan (Fransız filozof Michel Foucault’tur kendisi) bahsetmek gerek. Kendisi iktidar kavramı üzerinde uzunca çalışmış bi sosyologtur/filozoftur. Babası cerrah olan ve kendisininde cerrah olmasını isteyen bi evde büyür. Anlaşılacağı üzere Fuko babasının yolunda ilerlemez, onun yerine toplumsal yapıyı (hapishane, polis, delilik, eşcinsellik) anlamaya çalışır.

Şimdi asıl konumuz olan “iktidar nedir?” sorusuna gelelim. Bu soruyu özellikle siyasi olarak algılarız. Ancak, babanın evdeki iktidarı, patronun işçiler üzerindeki iktiradından da bahsedebiliriz. İktidar üzerinde hem siyaset bilimciler hem de sosyal bilimciler farklı olarak tamımlar kullanmışlardır. Peki Fuko’nun yaklamışına bakalım; ona göre: “iktidarı ne olduğunu hala bilmiyoruz (…), aynı zamanda hem görünür hem görünmez, hem açık hem hem gizli olan ama her yerde var olan bu anlaşılması zor şeyi, muammayı çözemiyoruz.” diyor. Gerçekten kavram olarak da zor. Fuko iktidar kavramını anlamaya çalışıyor ve iktidar olgusuna da farklı yaklaşıyor.

Fuko: içimizde herhangi birinin (devlet başkanı, polis, asker…) sahip olduğu ve kaybedilebilen bir şey olmadığını; sadece baskılayıcı ve yasaklayıcı olmadığı ve aynı zamanda üretici olduğu; iktidar ilişkilerinin arkadaş ve ailede olduğu gibi doktor-hasta ilişkilerinde veya öğretmen-öğrenci ilişkilerinde de mevcut olduğu; dolayısıyla iktidarın bir kurum veya yapı olmadığını, çok karışık bir stratejik duruma Fuko’nun verdiği bir isim oluyor.


Fuko daha çok iktidar kavramı yerine iktidar ilişkilerine odaklanıyor. Arkadaşlar arasında, ailede, hasta- doktor ilişkilerinde, işveren-işçi arasında olan bu yelpazeyi çok daha fazla genişletebiliriz. Bunlar içinde her birinde farklı iktidar biçimleri mevcuttur.

Evet şimdi iktidar biçimlerine bakalım:

Fuko’ya göre iktidar biçimi iki çeşittir.

1)- Diciplini-power

Bu iktidar biçiminde Fuko aklın aydınlanmanın yükselişinden yola çıkarak iktidarın mekanizmalarının ne olabileceğini tartışır. Yeni modern devletlerde yeni iktidar mekanizmaları ortay çıkar. Şöyle düşünelim 15 sene önce sosyal medya yoktu, şimdi ise herkesin bir sosyal medya hesabı var ve bu insanlar arasındaki iletişimi artıran bir durum ve böylece Fuko’nun dediği gibi farklı iktidar mekanizmaları ortaya çıkabiliyor. Bu da kitle toplumunun yönetilmesi ile ilgili. Modern dünyanın önemli problemi kitleleri dizayn etmek ve yönetebilmektir. Zaten toplum mühendisliği kavramını duymuşsunuzdur. Kitleleri sadece modern devletler yönetmez. Aslında modern devlet yumuşak huylu bireyler ister, çünkü bir devlet için en önemli olgu güvenliktir. O yüzden devlet kendi bireylerini üretir, nasıl oturmanızı nasıl konuşmazı; eğitim, askerlik gibi içinde bulunulan ortamların dizaynlarını yapar. Tıpkı İtalya gibi, italya siyasi birliğini sağladıktan sonra “şimdi de sıra İtalyan yaratmaya geldi” demişlerdir.

2)- Bio-power

 Öncelikle modern devletlerde nüfus sayısı çok fazla, dolayısıyla güvenlik, sağlık, eğitim ve işsizlik gibi bir sürü problem ile karşı karşıyadır ve bunları çözmesi gerekir. İşte bu noktada Fuko’nun bio-iktidarı ortaya çıkıyor. Sosyal problemlerin üstesinden gelmek için, farklı iktidar mekanizmaları kurulmalıdır ve bu mekanizma problemleri kısa sürede çözmelidir. Böylece, devlet bir istatistiğe/istatistikçiye ihtiyaç duyar. Yani, şöyle diyelim sizin de bildiğiniz gibi devlet 10 bin memur alacaktır, bu 10 bin içinde öğretmen, doktor, Astronom vardır ve bunlar devletin belli şehirlerinde ve devlet mekanizmalarında görev alacaktır. Yani, devlet istatistik yaparak “önümüzdeki 5 sene içerisinde doktor ihtiyacını bitireceğiz” gibi haberleri duymuşsunuzdur. Şimdi temel ihtiyaçları çözen modern devletin asıl odağı işsiz, fakir insanlar olur ve bu insanlar iş gücüne nasıl katılır? Devlet bu insanları fabrikalarda veya daha başka devlet mekanizmalarında kullanır, yani işsiz güçsüz bireyleri daha efektif hale getirir. Şimdi düşünün, neden 4 sene lise, 4 sene üniversite ve yüksek lisans… Ve neden devletlerde çalışan milyonlarca memur… İşte devlet böylece büyük kitleleri kontrol altına alır ve böylece insanlara uğraşacağı işler verir ki başıboş insanlar anarşiye, suça yönelir.

Evet, işte iktidar işte Fuko! Bu anlamda iktidarı ayrıca özgürleştiren araç olarak da görür. Özgürlüğün karşıtı değil; aksi bireyleri, toplumu özgür kılan modern devletin unsuru olarak görür.

Bu anlamda bireylere alanlar açıyor, eğitim, sağlık gibi hem modern toplumun işleyişini sağlıyor hem de bizim kendimizi gerçekleştirmemize fırsatlar sunuyor. Yani pozitif özgürlük (pozitif demek devletin bize sağlaması gereken haklar olarak algılanır) veriyor.

Fuko son zamanlarda yaşayan en ilginç sosyologlardandır; değişik toplumsal yapıyı anlamaya yönelik çalışmaları ile günümüzde hala devam eden teorileri bulunan bilim insanıdır. Bununla beraber hayatı da ilginçliklerle doludur.

Leave comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *.