NEDİR BU DNA?

Hidrojen bağları ile bağlanmış çift sarmal yapının karşılıklı olarak bağlanması sonucu meydana gelen bizi biz yapan en basit hücresel yapılarımız olan proteinleri kodlayan, metabolik olayları kontrol eden ve kalıtım yoluyla geçen moleküle verilen isimidir DNA (Deoksiribonükleik asit), çift zincirli bir yapıya sahiptir. 

Yapısı RNA isimli yardımcı moleküle çok benzer fakat RNA molekülünden evrimsel anlamda daha yenidir.DNA’dan temel farkları RNA’yı oluşturan Karbon iskeletinde fazladan bir Oksijen bulunması ve tek zincirli olup ihtiyaç halinde DNA’nın emrine gore sentezlenip faaliyeti bitince yok edilmesidir ayriyetten daha birçok farkı bulunmaktadır.

Protein sentezini içerdiği nükleik asitlerin 3’lü sırasına gore gerçekleştirmektedir. Bu nükleik asitler 4 çeşittir ve bunlar: Adenin, Guanin, Sitozin, Timin’dir. Sentez sırasında protein şifreleyen çift sarmal kısmen açılır ve bu kısmdan ikiz RNA kopyası çıkarılır. Her 3’lü sıranın kodladığı proteini oluşturan amino asit farklıdır ama tüm ökaryotlarda protein sentezinin başlama kodu AUG’dir. Yani sentezin başladığı üçlü kodun sırayla Adenin, Guanin, Timin olması gerekmektedir. Bu bütün ökaryotlar için evrenseldir.

DNA’mızın toplamının %1.5 – %2 kadarı protein kodlar geri kalan kısmın bir kısmı protein kodlayan genlerin kontrolünü sağlarken bir kısmının henüz işlevi bilinmemekte olup, kendilerini anlamsız bir şekilde kopyalamaktadırlar. Bu kısmın bize kalıtım yoluyla geçmiş ve atalarımızın üreme hücrelerinin genlerine kendilerini entegre etmiş herhangi protein kodlamayan antik viral genler olduğu üzerinde durulmaktadır.

Görüldüğü üzere DNA hala gizemlerini koruyan bir molekül olup aydınlatılması gereken daha birçok sırrı vardır.

Dünya DNA Günü nereden geliyor ?

25 Nisan 2003’te İnsan Genom Projesi’nin bitişi şerefine kutlanmaya başlandı.

İnsan Genom Projesi

İnsan Genom Projesin’de amaç yerleri tam olarak bilinmeyen ve protein kodlayan %1.5 – %2’lik kısımların tam olarak yerinin belirlenmesiydi ABD’nin başını çektiği bu mihenk taşı denilebilecek projeye tum Dünya’dan genetikçiler destek vermiş ve katılmıştır. Projenin ilk verileri 2001 yılında açıklanmış ve 25 Nisan 2003’te bitmiştir. Proje Protein kodlayan kısımların bir kısmının bilinmesini sağlamışsa bir kısmı hala bilinmezliğini korumaktadır. Bu kısımların yerlerinin bilinmesiyle birlikte kalıtım yolu nedeniyle geçen hastalıklar başta olmak üzere, kanser, metabolizma gibi patojen dışı olan – Latent gen entegresyonu yapan virüsler hariç HIV gibi – hastalıkların nedeni ve tedavisinin önünde olan büyük bir engel aşılmış ve genetik mühendisliği büyük bir yol almıştır.

Leave comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *.