BİTKİLERİN SES ALGISI VE MÜZİK İLE BAĞLANTILARI

     Sizce bitkiler sesleri işitebiliyor mu? İşitebiliyorlarsa bunu nasıl yapıyorlar? Gelin sizlerle bu konuya değinelim.

     İlk olarak işitme eyleminin tanımını yapalım. İşitme veya duyma, canlıların, etraflarında oluşan sesleri işitme organları vasıtasıyla algılamasıdır. İnsan olarak biz bunu nasıl yapabiliyoruz? Bizim için işitmeye tahsis edilen organ kulaktır. Sesleri tanımamız ise; havada ses dalgaları olarak ilerleyen ve kulak kepçeleri tarafından yakalanan titreşimler olarak başlar. Buradan gelen ses dalgaları, titreşerek dalgaları seslere dönüştürmeyi sağlayan timpanuma(kulak zarına) yönlendirir. Kulak zarının fiziksel hareketi sayesinde bilgiyi işitsel sinir boyunca beyne ileten elektriksel bir sinyale dönüştürür. Sesin havadaki hareketi bu yüzden bizim için önemlidir. Ses dalgalarının dönüşümü hava olmadan imkansız olurdu ve biz duyamazdık.

Peki bu işlemi bitkiler nasıl yapabiliyor ya da yapabiliyorlar mı? Bitkilerin işitme konusuna geçmeden önce fizyolojilerine bir göz atalım.

Bitkiler bizim fizyolojimize uyum sağlamazlar, çok farklıdırlar. Bizim gibi organlara sahip değillerdir, beyinleri yoktur. İletim olarak ksilem ve floem gibi iletim demetleri vardır.  Bitkilerin bilinci bütün hücreleri tarafından anlaşılır. Bir yerleri kesildiğinde, kesilen parça tekrardan büyüyebilir ve yeni bir birey ortaya çıkar. Kısaca oran vermek gerekirse bazı bitkiler %90 ila %95 kadar bölümünü yenileyebilir. Daha anlaşılması için şöyle bir tanım yapılabilir. Hayvanlar tüm önemli hayati fonksiyonlarını organlarda toplamak için evrilirken, bitkiler kolay av olduklarını bildiklerinden, becerilerini belli nörolojik alanda toplamaktan kaçınmıştır. Bitkiler hareketsiz organizmalar oldukları için (daha uygun ifade edebilmek için sabit demek daha doğru), yırtıcılara daha iyi dayanabilmek için bölünebilir parçalardan oluşmuştur.

Bitkilerin işitme konusuna geçersek eğer evrim, bizleri bitkilerden ayırmada etkin bir rol oynamıştır. İnsanların başlarının yanında iki kulak oluşmasını (her iki kulağından ses dalgalarını yakalamakta) sağlamıştır. Havayı sesleri taşıması için kullanırız. Bitkiler ise bu duyu(ses) iletişimini toprak sayesinde yapar. Bunu benzetme adına şöyle düşünebilirsiniz: Dış kulakları olmayan hayvanların (yılan, solucan…) rahatça duyabildiğini görürüz. Çünkü toprak, canlılar ve durumlar aracılığıyla iletişimi sağlar. 

     Bitkilerin neden kulakları yoktur? Aslında bu soruya evrim yoluyla bakmak gerekir. Bitkiler, savunmak için çevreyi dinleyebilmek ve etkileşim sağlamak gibi görevlerini zaten kökleriyle sımsıkı bağlı oldukları toprak sayesinde çok rahat ne olup bittiğini anlamışlardır. Kulak ya da diğer özelleşmiş duyu organlarını geliştirmeye ihtiyaç duymamışlar. Çünkü onlarsız gayet iyi durumdadırlar. Toprak bu iletişimi nasıl sağlar? Bitkilerin gelişmiş mekanohassas kanalları dokunma konusunda isimlerinden anlaşılabileceği gibi çok hassastır. Toprakta olan her titreşim bitkinin bütün hücreleri tarafından yakalanır. 

Yazımın eğlenceli bir kısmına geçiyoruz şimdi. Bitkilerle müzik arasında nasıl bir ilişki var? Bitkiler müzik dinleyebiliyorlar mı? Yapılan bu tür araştırmalar ilk olarak bitkilerin işitme kapasitesini daha iyi anlayabilmek için başlamıştır. Yapılan deneylerde sese maruz kalmanın bitkilerde genetik anlatımı nasıl ortaya çıkardığını göstermiştir. Şaşırtıcı bir örnek vermek gerekirse Montalcino’da bir üzüm yetiştiricisi 5 yıl gibi uzun bir sürede üzümlerini klasik müzik ile büyütmüş. Yetişen üzümler, diğer yetiştiricilere göre daha erken olgunlaştığı, tat, renk bakımından daha zengin olduğu görülmüştür. Müzik kullanımının en etkin yolu ise ‘’insektisit’’ kullanımında etkili bir azalma meydana getirmiş hatta 2011 yılında bu proje EUBRA tarafından yeşil ekonominin dünyasını değiştirecek 100 proje arasına dahil etmiştir.

Yazının sonunu 2012 yılında daha yeni bir araştırmanın konusu ile bitirmek istiyorum. Bu araştırmanın bize sağladığı en büyük fayda bitkilerin toprak altında nasıl bir iletişim sağladığının güzel bir göstergesidir. Projenin bulgusu ’’köklerini ses ürettiği’’ yönünde. Köklerin bunu nasıl yapabildikleri ise hala muamma. ‘’Tıklama’’ olarak adlandırılan bu ses olayı için şöyle bir hipotez oluşturuluyor: Hücrelerin büyümesi sırasında hücre duvarının(selüloz yapılı olduğu için sert bir madde) kırılması sonucu olabildiği… Bu olay botanikçiler için yeni bir yol gösteriyor. 

Yazımda kısaca işitme olayının kısa bir tanımıyla başlayıp, bitkilerin hayvanlardan çok farklı fizyolojilerini keskinleştirip, bitkilerin toprak içinde iletişimleri ve müzikle bağlantılarına sizlerle beraber baktık. Umarım yazı hoşunuza gitmiştir.

Bu yazı Stefano Mancuso ve Alessandra Viola tarafından yazılan ‘’Bitki Zekası’’ kitabından etkilenerek ortaya çıkmıştır. 

İdil Salihoğlu

Leave comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *.